Bu arada yazının başlığıyla ilgili bir şey söylemedim henüz. Fringe'deki David Robert Jones'un gözlerinden bahsetmiyorum, bizim David'in gözlerinden bahsediyorum (nereden "bizim" oluyorsa allahın David Bowie'si). Biraz önce yeniden dikkatimi celbetti, adamın bir gözü gayet normalken, diğeri safi gözbebeğinden oluşuyor. Nedeni henüz bir veletken ettiği bir kavgaymış, evet kız meselesi.
"14 yaşımdayken bir kıza âşık oldum. Deliriyordum onun için. Tek problem, en iyi arkadaşımın da ona karşı boş olmamasıydı, ama kazanan ben oldum," diyor Bowie, biyografisini yazan Mark Spitz'e. "O arkadaşım daha kıza nasıl yaklaşacağı hakkında düşünedururken, ben harekete geçtim. Ertesi gün ona nasıl bir kazanova olduğumu anlatırken birdenbire acayip sinirlendi. Bana bir yumruk aşk eyledi."
Fakat Bowie'nin o dönemki en iyi arkadaşı ve sonra "en iyi" düşmanı George Underwood, olayı biraz daha farklı aktarıyor: "İkimiz de o kızla çıkmak istiyorduk ve onunla bir randevu ayarlayacak kadar şanslı olan bendim. Randevu gününde David kapıma geldi ve kızın randevuyu iptal etmek zorunda kaldığını söyledi. Ben de gitmedim; ama sonra anladım ki bütün bu hikâyeyi uydurmuş! Kız beni bir saat boyunca orada beklemiş. Tam bir piçlikti David'in yaptığı, ben de ona çok feci kızdım. Haliyle bu da bir kavgaya dönüştü. Kavga sırasında tırnağım gözünün içine giriverdi işte."
Olaydan sonra Bowie'nin sol gözündeki sfinkter kası ("büzgen kas" da deniyormuş, gözbebeklerinin ışığa göre büyüyüp küçülmesini sağlayan kas) yırtılmış ve birkaç ameliyat yapılmış. Bu ameliyatlardan sonra görüşü normal haline dönmüşse de, sol gözbebeği hep kocaman kocaman kalmaya mahkûm olmuş. İyi de olmuş hacı, adamın tuhaflığını perçinliyor işte.
1 yorum:
Etkileyici, eğlenceli ve bilgilendirici bir yazı olmuş. Artı David haketmiş, bana arkadaşının söyledikleri daha bir doğruymuş gibi geldi. buyuk piçlik donmus orada, evet.
Yorum Gönder