28 Şubat 2008

Albüm: The Go - Howl on the Haunted Beat You Ride

[Cass; 2007]

De Get

(Goygoycular "komple retroyuz" edalarıyla salınırken)

Her zaman olduğu üzere, bir grup keşfettim. Adı The Go. Gençler 1998 yılında Detroit'te kurulmuşlar, Detroit'in 90'lar sonundan itibaren yükselen "Garage Rock Revival" zımbırtısına dahiller. Hatta The White Stripes'ın (ki pek sevmem açıkçası) Jack White'ı 1999 yılının başlarına kadar bu grupla da çalışmaktaymış. İlk albümleri Whatcha Doin' ("Neaabıyon") 1999 Eylül'ünde yayımlanmış. Albümdeki bazı şarkılarda Jack White'ın gitar ve vokallerine de rastlanmakta (imiş, ben albümü dinlemedim). İkinci albümleri The Go ("De Get") 2003'te yayımlanmış (ne yalan söyleyeyim, bunu da dinlemedim). Üçüncü ve şimdilik son albümleri Howl on the Haunted Beat You Ride ("Ulu Dur Bakalım Nereye Kadar") ise 2007 yazının sonunda "raflardaki yerini almış". Bu albümü de dinlemedim dersem dayak yiyeceğimi biliyorum; dinledim bunu, korkmayın. Albümün girişindeki ilk 3 şarkı hakikaten çok iyi. Ondan sonraki şarkılarda arada çürük çarık çıksa da (abartıyorum) albümün geneli yine de fena sayılmaz. Yalnız hakikaten ilk 3 şarkıdaki çekicilik bir süre sonra azalıyor. Buldukları en hoş melodilerin önemli bir kısmını o şarkılarda kullanmışlar sanki.

(Aman yarabbim, albüm kapağımız nasıl da retro oldu değil mi?)

Peki bu abiler (en azından son albümleri baz alınarak) nasıl müzik yapıyorlar? Garage Rock Revival demiş idik zaten. 1960'ların garaj müziğini canlandırmak gibi bir misyonları olduğunu söyleyebiliriz kendilerinin. Albümün kayıtları 40 yıl önce yapılmış gibi tınlıyor; kötü bir şey değil, misyonlarına bakacak olursak iyi bir şey. Bazı şarkılarında bu garaj rock etkisinin yanısıra (hatta ondan daha fazla) 60'ların The HolliesThe TurtlesThe Yardbirds hatta The Herman's Hermits gibi gruplarına dair bir şeyler de yakalamak mümkün (evet; birbirinden farklı gruplar bunlar, farkındayım). Buna kısaca "60'lar ortası İngiliz popüler müziği etkisi" diyebiliriz. Ancak şarkılar genellikle 60'ların garaj rock müziği istikametinde ilerliyor.

Albümdeki en "garaj" şarkılar Down a Spiral ve Help You Out sanırım. Yalnız Help You Out'taki vokallerde acayip bir Ozzy Osbourne etkisi var ki, öyle çok hoşlandığımı söyleyemeyeceğim. Giriş şarkısı You Go Bangin' OnThe Yardbirds'ü anımsatıyor. Mary Ann'in bir The Hollies şarkısından hiçbir farkı yok, bu şarkının bir yerinde Phil Spector'a da ufaktan bir saygı duruşu yapılmış; onun ne olduğunu da siz bulun. Invisible FriendsSmileCaroline gibi şarkılar Garage Rock'ın oldukça uzağına düşüyor, iyi ki de öyle oluyor; hoş melodiler (Garage Rock sevmiyor değilim, seviyorum tabii de; burada iyi olmuş böyle olması, onu diyorum). Özellikle Invisible Friends ve Caroline'da 60'lar ortası İngilizleri yanında The Bees'e epey "yakınsadıklarını" da söyleyebiliriz. Bazı şarkılarda ise Spoon'un güncellenmemiş hali gibi tınlıyorlar. Bunu şöyle açıklayayım: Şarkı yapıları pek çok noktada benzer özellikler içeriyor; fakat kullanılan ekipman ve yaratılan tını oldukça farklı.

Böyleyken böyle işte. Biraz dağınık bir yazı oldu; ama idare edin.

The Go - You Go Bangin' On:


The Go - Invisible Friends:


The Go - Caroline:


The Go - Help You Out:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...