26 Şubat 2011

Şarkı: R.E.M. - Überlin (2011)

Hava çok puslu değil, biraz bulutlu; ama soğukça. Kız arkadaşımın arabasına bindim; Gessate'ye, Milano metrosunun yeşil hattının son istasyonuna doğru gidiyoruz sanırım. Radyoyu açtım, kulağıma Michael Stipe'ın sesi geldi. "Yahu," dedim içimden, "bu eski bir R.E.M. şarkısı mı?"

Aradan birkaç gün geçti, yağmurlu bir Trento akşamında radyolar arasında dolanıyorum. Yeniden duydum bunu: "Hey now, take your pills, hey now, make your breakfast, hey now, comb your hair and off the work". Google koştu yardımıma, yeni R.E.M. 45liklerinden biriymiş.

Kimi bu şarkı için "R.E.M.'in karakteristik özelliklerini çok iyi bir şekilde yansıtıyor," derken, kimi de "Artık kendi kendilerinin parodisi mi oldular, nedir?" şeklinde olumsuz yaklaşıyor. Ben kendimi birinci grubun içine koymakta bir beis görmüyorum. Evet, özellikle 90lar başı R.E.M. şarkılarından bazılarına çokça benziyor, ama benim için eksi bir puan değil ki bu? Benzesin, R.E.M.'den istediğim müziğin gidişatını değiştirmesi değil; R.E.M. her zaman olduğu gibi kalabilir ve her yeni şarkısıyla bizi kendine daha çok bağlayabilir.

Şarkıda hem ilk dönem R.E.M.'inin akustik jangle popunu, hem Automatic for the People döneminin ufak deneyselliklerini, hem de Up döneminin elektronik izlerini bulmak mümkün. Ne güzel işte, daha ne istiyorsun R.E.M.'den?

6 Şubat 2011

Devrim


Başlangıç en iyi zamandır. Her şeyin olası göründüğü, her şeyin aydınlandığı an. Diktatörün gece yarısı eşi ve çocuklarıyla kaçıp havaalanına doğru koştuğu an. O, bu kadar hızlı bir şekilde kaçınca neden daha önce kimsenin bunu düşünmediğine dair bir soru düşer akıllara: Her rejim korku üzerine kuruludur, ama çoğunluk olunduğunda korku geçer gider. Çok devrim görmedik. Gördüğümüz az sayıdaki devrim de genellikle kötü bir şekilde sonuçlandı: Sözlerin tutulma zamanı geldiğinde, işi bilen kurnaz tilkiler avlandıkları yere geri dönmelerine yarayan bir arka kapı bulduklarında. "Batılı liberallerin ikiyüzlülüğü sözün bittiği yerdir", diyor Slavoj Žižek, "toplum önünde hep demokrasiyi desteklediklerini söylediler, ama şimdi insanlar din adına değil seküler bir özgürlük ve adalet talebiyle tiranlara karşı ayaklandığında görüyoruz ki kaygılanıyorlar. Neden kaygı duyulsun? Neden özgürlüğün galip gelebileceği bu durumda sevinç duyulmasın?". Belki bu devrimlerin diğer benzerlerine çokça rastlayamayacağız. Gelin de bugünlerde onlara yakın duralım.

Giovanni De Mauro

Internazionale, Sayı 883 (4-10 Şubat 2011)

Türkçeye çeviren: Tolga D.

5 Şubat 2011

Mısırlı Kardeşim

"Mısırlı kardeşim;
Şarkılarımız kardeştir,
İsimlerimiz kardeş,
Yoksulluğumuz kardeştir,
Yorgunluğumuz kardeş.

Şehirlerimde güzel, ulu, canlı ne varsa:
İnsan, cadde, çınar,
Savaşında senin yanındalar.
Köylerimde Kelâm-ı Kadim okunuyor
Senin dilinle,
Senin zaferin için."

Nazım Hikmet, 1959
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...