6 Şubat 2011

Devrim


Başlangıç en iyi zamandır. Her şeyin olası göründüğü, her şeyin aydınlandığı an. Diktatörün gece yarısı eşi ve çocuklarıyla kaçıp havaalanına doğru koştuğu an. O, bu kadar hızlı bir şekilde kaçınca neden daha önce kimsenin bunu düşünmediğine dair bir soru düşer akıllara: Her rejim korku üzerine kuruludur, ama çoğunluk olunduğunda korku geçer gider. Çok devrim görmedik. Gördüğümüz az sayıdaki devrim de genellikle kötü bir şekilde sonuçlandı: Sözlerin tutulma zamanı geldiğinde, işi bilen kurnaz tilkiler avlandıkları yere geri dönmelerine yarayan bir arka kapı bulduklarında. "Batılı liberallerin ikiyüzlülüğü sözün bittiği yerdir", diyor Slavoj Žižek, "toplum önünde hep demokrasiyi desteklediklerini söylediler, ama şimdi insanlar din adına değil seküler bir özgürlük ve adalet talebiyle tiranlara karşı ayaklandığında görüyoruz ki kaygılanıyorlar. Neden kaygı duyulsun? Neden özgürlüğün galip gelebileceği bu durumda sevinç duyulmasın?". Belki bu devrimlerin diğer benzerlerine çokça rastlayamayacağız. Gelin de bugünlerde onlara yakın duralım.

Giovanni De Mauro

Internazionale, Sayı 883 (4-10 Şubat 2011)

Türkçeye çeviren: Tolga D.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...