24 Şubat 2012

Can Bonomo, Love Me Back ve bir söyleşi

Can Bonomo. Birkaç şarkısına şu Eurovision muhabbetinden önce denk gelmiş ve açıkçası o şarkıları sevmemiştim. Malûm, müşkülpesent bir insanım. Eurovision'da Türkiye'yi temsil edeceğini duyunca yeniden şöyle bir göz attım, yine beğenemedim. Eh, Eurovision şarkısını beklemekten başka yapacak bir şey kalmamıştı. Şarkıyı duyduğumda ise ilk tepkim "Aha! Güzel lan! İş yapar bu şarkı" oldu. Çok uzun zamandır ilk defa Türkiye adına Eurovision'a katılacak bir şarkıyı ilk dinleyişte beğendim. 3 dakikalık bir pop şarkısının içine yedirilebilecek kadar Anadolu ruhu, son derece akılda kalıcı bir melodi ve özellikle üfleme çalgıların kattığı tadımlık bir Klezmer havası. Eurovision mantığına son derece uygun bir şarkı. Eleman da sempatik. Daha ne olsun? 1997 yılından bu yana (o yıl Dinle ile Şebnem Paker gitmişti) Türkiye adına Eurovision'a katılan en güzel şarkı.


Şarkı sözleriyle ilgili yapılan yorumlar da tamamen gereksiz. Bir pop şarkısından, hele ki Eurovision'a gidecek bir pop şarkısından ne kadar anlamlı sözler bekleyebilirsiniz ki? Üstelik ben şarkının son kıtasını bildiğin sevdim! Sözler Türkçe olsaydı daha mı iyi olurdu? Olabilir, ama sonuçta Türkçe değil ve üzerinde konuşulması gereken şey "yapılmamış olan" değil, ortadaki mevcut ürün.

***

Bu arada Can Bonomo'yla bu şarkının belirlenmesinden önce yapılmış ve 4 Şubat'ta da İtalyan Eurovision hayranlarının "takıldığı" Esc-Time isimli bir sitede yayımlanmış kısacık İtalyanca bir söyleşi gördüm biraz önce. Hazır elim değmişken onu da çevirip buraya koyayım:

"Esc-Time: Sevgili Can, bizimle bu söyleyişi yapmayı kabul ettiğin için teşekkürler. İlk olarak kendini Esc-Time okuyucularına tanıtır mısın?

Can Bonomo: 24 yaşındayım ve İstanbul'da yaşıyorum. Müzikle uğraşmaya 8 yaşında başladım. Üniversitede sinema, sanat tarihi ve görsel tasarım okudum. Müzisyen olmaya karar verdim ve ilk albümümü 9 ay önce yayımladım.

E: Müzik dünyasına nasıl yakınlaştın?

C: 11 yaşından beri şiir yazıyorum. Onları şarkılara dönüştürmeye karar verdim. Bir çift şarkı kaydettim ve demoyu bir prodüktöre yolladım. Müziğimden hoşlandı ve benimle çalışmaya başladı. 2 yıllık bir süreç içerisinde albümü bitirdik ve yayımladık.

E: Türkiye'yi Eurovision'da temsil etmen için TRT seninle iletişime geçtiğinde nasıl hissettin?

C: 9 gün önceydi [bize cevaplarını gönderdiğinde tarih 11 Ocak'tı]. Böyle önemli bir işin altına girmek beni onurlandırdı ve gururlandırdı. Her şeyden öte bu heyecan verici ve çılgınca.

E: Türkiye Eurovision'da özellikle İngilizce şarkılarla önemli başarılar kazandı. Hangi dilde söyleyeceksin?

C: Stüdyoda halen birkaç şarkı üzerinde çalışıyoruz, ama sanırım İngilizce olacak.

E: Eurovision Şarkı Yarışmasını hiç izledin mi? Daha önceki yıllardan birkaç favori şarkın var mı?

C: Birkaç kere izlemiştim. Favori şarkım Alexander Rybak'ın Fairy Tale'i.

E: Eurovision'dan beklentilerin neler?

C: Ülkemi olabilecek en iyi şekilde temsil etmek. Deneyim kazanmak. Yeni birkaç arkadaş edinmek ve eğlenmek.

E: İnternette seninle ilgili haberleri okuduğumuzda İtalyan kökenli olabileceğini düşündük[*]. Doğru mu?

C: Hayır. Sefarad Yahudisiyim. Bu da demek oluyor ki atalarım 540 yıldan beri Türkler.

E: Gelecek için projelerin var mı? Özellikle Eurovision'a katılımından (belki de zaferinden) sonra.

C: Şu anda yapacağım performansa yoğunlaşmış durumdayım. Henüz gelecek için herhangi bir projem yok."

[*] "Bonomo" soyadının İtalyancada "iyi adam" anlamına gelen "buon uomo" sözcüğüyle olan benzerliği böyle bir düşünce doğurmuş sanırım.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...