Gürültü isyankârdır, bozguncudur, kavgacıdır. Bu özelliklere sahip olması için, bu özelliklere sahip olmayı kastetmesi gerekmez. Gürültü, bunları istese de istemese de içinde taşır. İktidar gürültüyü sevmez, iktidar gürültüye bir düzen vermek ister, iktidar gürültüyü düzer. Bazen de gürültü kendini düzene uydurur ve iktidarın bir parçası olur.
Müzik, düzenlidir; artık gürültü değildir. Peki ya gürültüyü “düzen” müzik her zaman için bir tahakküm aracı mıdır? “Gürültü”yle “müzik” arasındaki, “kaos”la “düzen” arasındaki ilişki her zaman için saptanabilen bir ilişki midir? Bunu söylemek güç, çünkü gürültü ve müzik arasındaki dönüşümler kaygan bir zemin üzerinde gerçekleşir. Aynı “ses”ler bazen gürültüye, bazen müziğe işaret edebilme kapasitesini içinde taşır.
İnsanın ürettiği “ilk” gürültüler, gelenekler ve dinler (yani iktidar) aracılığıyla düzenlenmiş, “müzik” haline gelmiştir. Çağlar boyunca gürültü ve müzik arasında bir çatışma süregelmiş, kimi zaman gürültü kendi kendini düzmüş, kimi zaman ise iktidar tarafından düzülmüştür.
20. yüzyılda önce kayıt aletleri, ardından radyolar, kişisel kopyalama cihazları “gürültü” kaynağı olmuş; sonrasında endüstri tarafından düzülmüşlerdir. Önce siyah gürültü, ardından 60’ların “genç” gürültüleri, sonrasında “punk” gürültüsü, free caz, rap, techno… hepsi ya kendi arzularıyla (hem kendi arzularıyla) ya da iktidar aracılığıyla (hem de iktidar aracılığıyla) düzülmüştür. Hangi gürültüleri kimlerin düzdüğünü saptamak olanaksızdır; fakat bir düzene sokma/düzene girme olgusu da açıktır.
1990lı yılların sonunda büyük bir “gürültü” daha koptu. İktidar, insanların teknoloji aracılığıyla kurduğu “gürültü ağları”nı düzmeye çalıştı; halen de bu uğraşını sürdürüyor. Önümüzde iki seçenek var: Ya bu gürültü ağları “iktidar"ın emrine girecek ya da insanlar bu gürültünün güzelliğini kaybetmek istemeyecek ve direnip gürültüyü özgür kılacaklar. Eninde sonunda bu "gürültü” yine “müziğe” dönüşecek; ama bu dönüşüm pek çok şeyi belirleyecek: Ya tüm bilgiler, tüm sosyal bağlar, tüm toplum gürültüyü dönüştürüp ondan kurtulan bir düzenin emrine girecek ya da kaosun içindeki düzen, özgürleştirici bir uyumun parçası olacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder