In a Bar, Under the Sea'nin dEUS'un en güzel albümü olduğu sanrısı içerisindeyim. Bu sanrıyı iliklerimde hissediyor, köküne kadar yaşıyorum; evet. Ne demekse artık. Yalnız 2005'teki Pocket Revolution'dan sonra takip etmeyi bırakmışım abileri, 2008'de Vanishing Point diye bir albüm daha yapmışlar bu Belçikalı çocuklar, dinlemedim. Is it any good? İyiyse söyleyin dinleyeyim, yoksa hiç uğraştırmayın beni. Tom Barman, Bacardi Coke uzat bakayım bana oradan.
Sizi In a Bar, Under the Sea albümünden birkaç şarkıyla başbaşa bırakmayı planladım. Buyrun, başbaşa kalın; çekildim ben aranızdan.
dEUS - Theme from Turnpike
dEUS - Serpentine
dEUS - Nine Threads
Genelde "slow çalışma"ları seçmişim; ama "hareketli çalışma"lar da var albümde, korkmayın. Bir de bu blogu kopirayt ihlalinden kapatmayın lan :(
Ek: dEUS'la ilgili iğrenç kelime oyunumu da yapmadım bu sefer, gelişme gösteriyorum sanırım.
2 yorum:
ahanda dEUS! "Abi vallahi Roses insan işi bi şarkı değil" der giderim buralardan.
bu arada nasılda iki dakikada benimsedim seni ha tolga abi:)
bu deus,ne zaman ki "lan bu rockçılar adam olmaz,hepsi şerefsiz,gerizekalı,öyleböyle..." filan gibi teoriler üretmeye başlarsam imdada gelir,fikirlerimi çürütür ama beni de huzura erdirir.spacemen 3 diye bir grup var,ghosthouse diye başka bir grup ve dream syndicate diye bambaşka bir gurup var,deus olmadığı zaman onlar da bu görevi üstlenirler.
Yorum Gönder