18 Ocak 2006
Bir Kaktüs Öyküsü
Kaktüsleri çok seviyorum, üzerinde sarı ve top şeklinde bir çıkıntısı olan kaktüsleri daha çok seviyorum, bana kaktüs hediye eden insanları daha da çok seviyorum.
Kaktüsümün başına neler gelmedi ki. Aslında ilk etapta bir şey gelmiyordu, gayet güzel ve sağlıklı bir şekilde taşıyordum. İlk bindiğim dolmuşu, Migros semalarını falan gayet güzel atlattı kendisi. Evet, sürekli elimdeydi. İnsanlar tuhaf bakıyor olabilirdi; ama olsundu. İkinci bindiğim dolmuşta bir haller oldu kaktüsüme; kendiliğinden olmadı, olayların uyuzluğundan oldu. Toprağı döküldü, kaktüsüm söküldü (kafiyeli insanımdır). Neyse ki toprak minicik saksının çevresinde sarılı olan o beyaz "şey"in içine döküldü. Eve gelince çiçekçilik oynadım kaktüsümle. Saksıcığını boşaltıp kaktüsümü yerleştirip güzelce doldurdum toprağını. Suladım gereğince. Koydum karşıma.
Kaktüsümü hediye eden o pek sevdiğim insanlar bana şöyle demişti: "Bunun üzerindeki şey sarı renkli ya, o kırmızıya dönüyomuş; bak zaten dipten dipten turuncumsular var."
Biraz önce kaktüsüme baktım ve ne göreyim: O dipteki turuncular daha da yukarıya doğru çıkmış bile. Yakında hepsi turuncu olacak o (şimdilik) "sarı ve top şeklinde olan çıkıntı"nın. Zaten ben de pek çıkıntı bir insanımdır, söylemesi ayıp. Çıkıntıları seviyorum evet (tövbe tövbee). Turuncu olduktan sonra da kırmızı olur. Sarı-yeşil kombinasyonu da gayet güzelmiş; turuncu-yeşil kombinasyonu zaten güzel, kırmızı-yeşil kombinasyonu da güzel. Kırmızı-yeşil kombinasyonuna biz domatesi güzeli diyoruz zaten halka rasında (yanlış yazmadım).
Bana kaktüs hediye eden insanları burdan öpüyorum, Erzincan'da vatani görevini yapmakta olan halama sevgilerimi yolluyorum, güle güle.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
ben de bu şarkıyı almanya'daki teyzeme ve tüm sevenlere armağan etmek istiyorum:
"pencere açıldı bilal oğlan, piştov patladığığığığı"
sana bu kaktüsü hediye eden insanların elleri dert görmesin, ne de zuzaylı zekiyelermiş ayol.
sana bu kaktüsü hediye eden insanlar ve zuzaylı zekiyeler kendilerini şu sarı olmayan sayfalarda afişe etmeyi de ne çok severler :)
o zaman hep birlikte tanıyalım:
sana bu kaktüsü hediye eden insanlar ve zuzaylı zekiyeler ve kendilerini şu sarı olmayan sayfalarda afişe etmeyi de ne çok sevenler kimler?
şunlar: ben ben ben ben ben ben ben ben ben ben ben ben.
bir de nikli nikli nikli nikli nikli nikli nikli nikli.
bebek falan yok hayır.
hem şunun şurasında, hepimiz bir domates güzelinin güller açan dalı değil miyiz ya?
öyleyiz helbet.
bu yüzden bu şarkıyı kimseciklere armağan çağlayan etmiyorum.
Yorum Gönder