14 Mart 2021

Lan davar, nefret suçu ve nefret söylemi aynı şey değil

Ya arkadaş, televizyon izliyorum, koca koca insanlar konuşuyor, profesör falan olmuşlar; AMA DAHA “NEFRET SUÇU” İLE “NEFRET SÖYLEMİ” ARASINDAKİ FARKI ANLAMAKTAN ACİZLER.

HİÇ KİMSE KONUŞARAK, YAZARAK, FİKRİNİ İFADE EDEREK "NEFRET SUÇU" İŞ-LE-YE-MEZ.

Nefret suçu bir eylem neticesinde oluşur. Karşınızdaki kişi veya kişilerin cinsiyeti, etnisitesi, dini inancı, ideolojik görüşü vs. nedeniyle o kişiye/kişilere şiddet uygulamak, fiziksel zarar vermek demektir. Birisini eşcinsel diye dövmek, ateist diye birini bıçaklamak, Kürt diye birine bok yedirmek; bunlar nefret suçlarıdır. Mağduru/kurbanı olan her suç gibi bunların da cezası vardır. Nefret suçu olmaları da verilecek cezayı artırır, artırmalıdır.

Nefret söylemi ise bir kişi veya gruba ilişkin önyargılara dayalı olarak dile getirilen ayrımcı söylemlerdir, ancak "nefret söylemi"nin suç hâline getirilme çabası son derece tehlikelidir; çünkü ortada doğrudan zarara uğrayan kişi veya kişiler (yani bir mağdur/kurban) olmadığı için ayrımın nerede konulacağına ilişkin farklı görüşler ortaya sürülebilir ve bu da ekseriyetle çoğunluk ideolojisine, çoğunluk dinine avantaj sağlar. Eğer bir azınlık grubunun üyesiyseniz, nefret söylemini suç hâline getirme çabanız muhtemelen ters tepecektir, çünkü yasaları gücü elinde bulunduranlar yapar, gücü elinde bulunduranlar da genelde çoğunluğu oluşturan ideolojinin, dinin vs. üyesidirler. Nefret söylemi suç olsun diye kendinizi yırtarsanız, bir bakarsınız ki hâkim ideolojiye yahut çoğunluk dinine yönelik getirdiğiniz her ELEŞTİRİ birdenbire SUÇ olarak görülmeye başlanmış. Türkiye'de bunu hâlihazırda yaşıyoruz. Örneğin, Muhammed hakkında iki kelime söylüyorsunuz, yargılanmaya başlıyorsunuz. Mahkemede yargılanırken araya "nefret söylemi" zırvasını da sokuşturuveriyorlar. "Nefret söylemi" kavramının çıkışının aslında çoğunluğu değil azınlığı korumak üzerine kurulu olduğunu kaale almıyorlar. Zaten niye alsınlar? Almazlar. Güç onlarda, onu kaybetmek istemezler. Bu nedenle nefret söylemi de, DOĞRUDAN ŞİDDETE ÇAĞRI İÇERMEDİKÇE, ifade özgürlüğünün bir parçası olmak zorundadır. Bunu yalnızca ben söylemiyorum, ABD yüksek mahkemeleri de, ABD anayasasına dayanarak buna dair kararlar alıyor: https://www.washingtonpost.com/news/volokh-conspiracy/wp/2017/06/19/supreme-court-unanimously-reaffirms-there-is-no-hate-speech-exception-to-the-first-amendment/?utm_term=.680c0b041333.

Söyleminiz ister cinsiyetçi olsun, ister ırkçı, isterseniz dünyanın en yobazca en cahilce laflarını edin, ifade özgürlüğünüz koruma altında olmak zorundadır (bunun anlamı, yalnızca söyledikleriniz nedeniyle devletin size ceza veremeyeceğidir). Çünkü hangi ifadelerin "nefret söylemi" kapsamına alınacağını belirleyen daima devletler olur, yarın öbür gün çoğunluğun hükümetine, dinine, ideolojisine karşı yapacağınız en küçük eleştiri bile oldukça kaypak bir kavram olan "nefret söylemi" kapsamında değerlendirilebilir, sizi kendi silahınızla vururlar. O nedenle, kendi ifade özgürlüğünüzü kaybetmemek için, duymaya bile katlanamadığınız ifadelerin de koruma altında olmasını kabullenmek zorundasınız, meğer ki doğrudan şiddete teşvik etsin, şiddet çağrısında bulunsun.

Peki ne yapalım? Irkçılar, cinsiyetçiler, yobazlar her yerde dilediklerince propaganda mı yapsınlar? Toplumun büyük bir kesimini etkilemeye başlarlarsa ne olacak?

Güzel soru. (Kendi soruma güzel soru diyorum, naber?) ;) 

Bu sorunun tek cevabı var: “name it and shame it”. Gâvur buna böyle diyor. Bu tip propaganda yapan insanları ifşa edin, kınayın, karşı propagandasını yapın ve mevki kazanın. Eğer asgari onura sahip bir toplumda yaşıyorsanız, siz kazanırsınız. Şimdi diyeceksiniz ki Türkiye'de bu işler böyle yürümüyor. Hiç fark etmez. Türkiye'de işlerin nasıl yürüdüğünün farkındayım, merak etmeyin. Ama aslında tam da Türkiye'de olduğumuz için "nefret söylemi" teriminin içinin nasıl doldurulabileceğini de aşağı yukarı tahmin edebiliyoruz. Tam da Türkiye'de olduğumuz için, nefret söylemini suç hâline getirme çabamız ters tepecektir. Tam da Türkiye'de olduğumuz için, "nefret söylemi" suç olarak genel kabul gördüğünde, bundan kayıpla çıkan azınlıklar, farklı düşünenler, marjinaller olacaktır. Bu tuzağa düşmeyin. Devletin her şeye burnunu sokmasına izin vermeyin. Devletle yaptığımız toplumsal sözleşmenin kapsamının büyümesine sebep olmayın, bırakın o kapsam olabildiğince daralsın. Doğrudan şiddet veya şiddete çağrı olmadıkça kim ne diyorsa desin, kim ne yapıyorsa yapsın. Siz de onları ifşa etmekten, utandırmaktan, yerin dibine sokmaktan imtina etmeyin. Medeni bir toplum hâline gelebilmenin başka yolu yok.

Son sözü George Orwell söylesin: "Özgürlük, insanlara duymak istemedikleri şeyleri söyleme hakkıdır."

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...