ANCAK. Kocaman bir ancak oluştu bugün bende (ancak herifin tekiyimdir zaten). Yusef Lateef'in bir albümünü dinliyordum ve birdenbire o melodi başladı: Gymnopédie 1. Kendime inanmak istemedim, kendimden şüphelendim ama elimden gelen bir şey yoktu. Bu versiyondan hoşlanmıştım. Flütün verdiği o yatıştırıcı etkiyle birlikte "quirky" perküsyon kullanımından kaynaklanıyor olsa gerek. Sadece piyanonun olduğu bölümler yine rahatsız edici ama sadece birkaç saniye sürüyor ve o piyanoya az sayıda da olsa diğer enstrümanlar eklendiğinde her şey değişiyor.
Hatta kendimden o kadar şüphelendim ki gittim Gymnopedie 1'in standart versiyonunu açtım. Açar açmaz yine o tiksinti geldi ve hemen kapadım. Demek ki mesele melodinin kendisinde değil, çalınma biçiminde. O "empresyonist" etkide. Misal empresyonist bir resme bakarken de o nokta-noktalık ve belirsizlik nedeniyle aynı bulantıyı hissediyorum. Bu şarkının standart versiyonu da tam öyle bir atmosfer yaratıp o tip görseller oluşturuyor zihnimde, tiksintim ondan ileri geliyor. Aslında Yusuf Lateef versiyonunda da özellikle perküsyonlarla o his iletilmeye çalışılmış ama o "ağırlık" uçmuş gitmiş. Ne kadar uğraşsa da bana rahatsızlık vermeyi başaramıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder